Burada her kurumun kendi gelenekleri de önemli rol oynamaktadır. Biz tasavvuf- zikirden çok kısaca zikirde daha tesirli sonuç alınması için bazı l tavsiyelerde bulunacağız. Öncelikle zikir için abdestli olma farziyeti olmadığım bildirerek konuya başlayalım. Hatta hayızlı durumlarda hanımların da Allah’ı zikretmesinde bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak bu namaz gibi diğer ibadetlerle karıştırılmamalıdır. Bu konu- da ilmihal kitaplarına bakılabilir. Ancak bizler hem edep gereği hem daha yüksek tesir alabilmek amacıyla abdestli olmamız çok daha hayırlı olacaktır.
Bunun yanı sıra nafile ibadetlerle Allahu Teâlâ’ya (cc) yakarma nihyetinde olan bizler (esmaları hususi olarak zikretmek bildiğimiz gibi alanlarn arasında değildir, nafile olarak adlandırmak daha doğrudur) ve sünnet ibadetlerimizi eksiksiz yerine getirmemiz şarttır. Bunun
haricinde de Allah’ın (cc) emirlerine büyük hürmet göstererek uymamı/ ve yasakladıklarından da titizlikle kaçınmamız şarttır. Kalbini kırdığımız, bizden istediği küçük ricalarını dahi yerine getirmediğimiz, hür ve saygı göstermediğimiz bir büyüğümüzden borç para istemeye kalk sak başımıza ne geleceğini aşağı yukarı tahmin ederiz. Hem istediğimizi alamayız hem de kendimize “yahu ne yüzsüz biriymiş şu” dedirtiriz Allahu Teâlâ’dan (cc) hürmet görmemiz için O’na hürmet göstermemi/, O’nun istediklerini yapmamız, kısaca çok edepli olmamız gerekmek¬tedir. Tasavvuf kurumlarında ve bazı camilerde “Edeb ya Hû” yazısın.» çok rastlanmasının sebebi de budur. Hucurat Suresi’nin ilk ayetlerinde şöyle buyrulur:
ı. Ey iman edenler! Allah’ın ve Peygamberinin önüne geçmeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
2. Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber’ in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber’ e yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz farkına varmadan işledikleriniz boşa gider
3. Allah’ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, Allah’ın, gönüllerini takva (Allah’a karşı gelmekten sakın¬ma) konusunda sınadığı kimselerdir. Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
4. (Ey Muhammedi) Odaların arkasından sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir.
5. Onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Zikir yapılacak yerin temiz, sessiz, huzurlu bir yer olarak tercih edilmesi çok faydalı olacaktır.
Zikir kıbleye dönülerek çekilmelidir. Zikir, hızlı hızlı, yavaş yavaş.1 da sadece kalpten çekilebilir. Ancak tam bir yoğunlaşmayla, çekiniz zikrin manası düşünülerek çekilmesi gerekir. Hüşû içinde olumlu, başka bir işle bedenen, kalben ya da zihnen uğraşılmamalıdır.
Zikir tam bir uyanıklık halinde yapılmalıdır. Rehavet ve uyku i halinde oturma şekli değiştirmek, zikir şekli değiştirmek abdest tazelemek faydalıdır.
Zikir ve diğer nafile ibadetler konusunda en önemli husus da de varlıktır. İbadetimizin ve zikirimizin, çok ve düzensiz olmasından az ve düzenli olması daha iyidir. Örneğin günde on beş bin “Ya Ali" esmasını aksatarak çekeceğimize, düzeni hiç şaşmayacak bir şekilde her gün üç bin tane olarak bu zikre devam etmemiz daha iyi olacaktır Herhangi bir şekilde günlük zikir sayımızı arttırdığımızda bu zikri daha sonra azaltmamak daha iyidir. Ancak zikir sayısı değişmeyecek şekildi' başka zikirlere devam edebiliriz.
Zikir esnasında bu edeplere uymak çok faydalı olacaktır. Fakat zorunluluk durumlarında bu edeplere uyuyamayacağız diye Allah’ı (cc) zikir den yüz çevirmemeliyiz.