Oruçla İlgili Meselelere Topluca Bakış

Oruçla İlgili Meselelere Topluca Bakış

Seccade

Namaz gibi, bedenle yapılan bir ibadet olan oruca diğer ibadetlerden önce ve hemen namazdan sonra yer verilmiş bulunmaktadır. Her terimde olduğu gibi, orucun da lügat ve ıstılah manalarının bilinmesi gerekmektedir. Yine diğer ibadetlerde olduğu gibi, orucun da sebebi, hükmü, rüknü, meşruiyet hikmeti ve sıfatı vardır.

Orucun lügat manası, söz ve hareketten tutmak elemektir.

Şeriat ıstılahına göre manası, sabahın imsak atımından, akşamın gün batımıma kadar, yenmesi ister adet olsun, isterse olmasın bir şeyi gerek ağızdan gerekse ağız görevi yapacak bir yerden karın boşluğu içerisine veya karın boşluğu hükmünde olan yerlere isteyerek veya istemeyerek bir şeyi sokmamaktır.

Unutarak bir şeyin karın içerisine alınması bu tarifin dışına çıktığı gibi, karın boşluğu veya onun hükmünde olan yerlere bir şeyin sokulması ağız yolundan başka burun, kulak veya karın boşluğuna kadar uzanan derin bir yara, şırınga, erkek ve kadınların arka ve ön tabii menfezlerinden içeriye verilen hortum, fitil, sonda gibi şeylerle de yapılabilmektedir.

Karın boşluğu hükmünde olan beyin içerisine giren ilaç ve benzeri mayiler de öyledir. Çünkü, beyin karın boşluğunun benzeri olarak kabul edilmiştir. Aynı şekilde bahsedilen süre içerisinde, cinsi münasebet için uygun olan bir kadına şehvetle dokunmaktan, şakalaşmaktan ve meninin inzalinden kendisini tutmak da orucun şeriat manası içerisine girmektedir. Bahsedilen şeylerden kişinin kendisini Ramazan orucunu tutmak niyetiyle sakınıp koruması, bu sakınma ve kendini korumanın bahsedilen süre içerisinde olması gereklidir.

Orucun sebebi, Ramazan orucunun bir kimseye farz olması ve onu eda için Ramazan ayının veya bir kısmının girmiş olmasıdır. Bir kısmının girmiş olması deyimi ile gece ve öğleden sonraki vakit bu tarifin dışına çıkmaktadır. Fahru’l İslam ve onun gibi düşü¬nen fakihlerin görüşleri budur.

Şemsül Eimme’nin görüşüne göre, Ramazan ayı içerisindeki herhangi bir vakittir. Ramazan ayının her günü, orucu eda etmek için bir sebeptir. Yani, her gün, o günün orucu için eda sebebi olmaktadır. Çünkü her gün ayrı bir oruçtur.

Bir kimse Ramazan ayının bir kısmı geçtikten sonra büluğa erse, yahut da müslüman olsa, büluğa erdiği, yahut da müslüman olduğu andan itibaren geriye kalan günlerin orucunu tutmakla sorumludur. Geçmiş günlerin sorumluluğu ile bir ilgisi bahis konusu değildir.

Yukarıdaki ihtilafı birleştirmek için, Ramazan ayının her gününden bir kısmına yetişmek oruç tutmaya sebeptir denilebilir.

 Ramazan ayında oruç tutmak, kendisinde dört şart bulunan kimse üzerine farzı ayındır. Bu dört şart, aynı zamanda Ramazan orucunun bir kimseye farz olmasının da şartı bulunmaktadır. Bir kimsenin bu şartlara muhatab olması ile, kendisine Ramazan orucunu tutmak farz olur. Bunlara vücubunun şartları da denmektedir. Bunlar sırası ile:

1- Müslüman olmak. Müslüman olmayana ilk farz imandır.

2- Akıllı olmak. Deliye Ramazan orucu farz değildir. Çünkü mükellef değildir.

3- Baliğ olmak. Çocuk hiç bir ibadetten sorumlu değildir.

4.     Ramazan orucunun kendisine farz olduğunu bilmek. Bu şart, müslüman olmayan bir memlekette İslamiyeti seçen kimse içindir. İki kişinin kendisine bu sorumluluğunu bildirmesi ile oruç bu kimseye farz olur. Müslümanlara mahsus bir memlekette olup ta onlardan uzak kalıp Ramazan orucu hakkında hiç bir bilgisi olmayan kimsenin durumunun da böyle olduğu bildirilmiştir. Müslümanlar arasında bulunan kimse için özür düşünülemez.

Orucun vacip olarak edasının sahih olmasının şartları ikidir. Bunlar da:

1- Hastalıktan, hayız ve nifastan beri olmak.

2- Misafir olmayıp mukim olmaktır.

Sahih olarak edasının şartları üçtür. Bunlar da:

1- Ramazan müddetince hergün vakti içerisinde niyet etmek,

2- Hayız ve nifas gibi hallerden beri olmak,

3-    Orucu bozacak diğer hallerden beri olmak.

Cünüplükten beri olmak Ramazan orucunun sahih olması için şart değildir. Geceleyin elde olmayan sebeplerle cünüp bulunulacağı gibi, uyku sırasında ihtilam olmak suretiyle gündüz dahi cünüp olmak mümkün ve cünüplükten kurtulmak da yine oruçlunun gücüne dahil olan bir arızadır.

Herhangi bir meşru ve elde olmayan sebeplerden birisi ile cünüp olarak sabahlayan kimse, ilk fırsatta guslederek cenabetten kendisini kurtarır. Akıllı olmak, seferde bulunmayıp mukim olmak da orucun sahih olmasının şartlarından değildir. Gece oruca niyet edip oruçlu olarak sabahladıktan sonra deliren kimsenin o günkü orucu sahihtir.

Orucun rüknü, mideyi ve tenasül azalarmı isteklerine karşı tutmaktan ibarettir. İleride bu hususta geniş bilgi verilecektir.

Orucun hükmü: Oruç borcunun zimmetten düşmesi ve ahiret için sevap kazanmaktır. Ramazan orucundan başka diğer oruçlar için de durum böyledir. Ancak haram olan bayram günlerinde oruç tutmamak lazımdır. Cenabı Hakk’m ziyafeti olan bayram günlerinde oruç tutmakla bu ziyafetten kaçılmış olmaktadır.

Orucun meşru kılınmasının (şeriat hükümleri içerisinde yer almasının) hikmeti, nefsi emmareyi faydasız şeylerden uzaklaştırıp susturmaktır. Nefis arzu ettiği gıdayı alamayıp aç bırakıldığı zaman, nefsin dışında kalan bütün azalar doymuş olmaktadır. Oruç tutan kimse elini, ayağını, gözünü ve diğer bütün azalarını nefsin emrine hizmet etmekten çekmiş ve her azayı kendine yöneltmiş olmaktadır.

Halbuki nefis istediği şekilde doyurulduğu zaman bütün bu azalar acıkmakta ve hepsi kendilerini nefsin emrine vermiş olmaktadırlar. Böylece de nefsin istediği gibi hareket ederek birtakım uygunsuzluklarda bulunur. (Göz onun emri ile harama bakar, dil onun emri ile faydasız, hatta zararlı şeyler konuşur. Ayak onun emri ile yaramazlıklara gider. Kulak onun emri ile lüzumsuz şeyler dinler...)

Nefsin susturulması ve aç bırakılması ile kalp safileşir, doğru ve gerçeği düşünme gücü meydana gelir. Cenab-ı Hakk’m yüce saltanatı üzerinde derin derin düşünme güç ve imkanı hasıl olur.

Nefsin aç bırakılması ile, açlığın insan üzerindeki tesirleri daha kolay anlaşılır ve bundan dolayı da Ramazan dışında aç kalanların yardımına koşma ve onlara gerçekten duyarak acıma imkanı hasıl olur. Yoksullara bol bol ihsanda bulunmak için yumuşama ve kalbi merhametle coşturma imkanı hasıl olur. Oruçlu, fakir ve muhtaçlara bu sebeple bol bol ihsanda bulunurak Cenabı Hakk’m rahmet ve merhametini kazanır.

Sahuru terketmek doğru değildir. Sahura kalkmanın da birçok faydaları vardır. Oruç insana meleklerin hasletini kazandırır. Bir müddet için de olsa, yemeden, içmeden uzaklaşmak suretiyle meleklerin yaptığını yapar ve nefsin susması ve faaliyetlerini durdurması ile insandaki meleklik hasletleri harekete geçer.

 Farz olan veya olmayan herhangi bir oruç ibadetine riya karışmaz. Çünkü oruç ibadeti Allah ile kulu arasında bir sırdır. Oruçlu isterse, kimseye göstermeden orucunu yiyebilir.

Büyük günahların da en korkuncu olan riya oruçtan başka her ibadete karışabilir. Cenab-ı Hak cümlemizi, ibadetlerimizi riya vasıtası yapmaktan korusun. Ameli salih işleyen kullarından eylesin..

Amin.

KURANI KERİM

 

 

çocuk hediye

Etiketler: 4 tane oruç çeşitleri, oruç nedir? - diyanet, Oruç Nedir, Dinimizde oruç, Oruç hakkında bilgi, Oruçla ilgili ayetler, Orucun Çeşitleri, Mezheplere göre oruç,
Ekim 24, 2023
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Kvkk sözleşmesini inceleyebilirsiniz.