Sevgili Peygamberimiz Aleyhisselâm, şöyle buyurmuştur:
"Kim ki, sabahleyin şu duâyı okursa, akşama kadar ona hiç bir musîbet (kazâ-belâ, zarar zıyan hiç bir üzücü zarar) gelmez. Akşamleyin bu duâyı okuyana ise, sabaha kadar hiç bir musîbet gelmez.” Ol duâ budur:
"Allâhümme ente rabbî, lâ ilâhe illâ ente aleyke tevekkeltü ente rabbül'arşil'azîmi. Mâşâallâhu kâne, vemâ lem yeşe'lem yeküm Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil'aliyyil'azîm. A'lemu ennellâhe alâ külli şey'in kadir ve ennellâhe kad ehâta 'bikülli şey'in ilrnâ. Allahümme innî eûzü bike min şerri nefsî ve min şerri külli dâbbetin âhizun binâsiyetihâ. İnne rabbî alâ sırâtın müstakîm.”
Mânâsı: "Allâh'ım Sen benim Rabbimsin. Senden başka ilâh yoktur. Ancak sen varsın. Allâh'ım sana tevekkül ettim, (sana dayandım sana güvendim) Sen Arş-ı Azîmin sâhibisin. Allâh'ın dilediği olur, dilemediği ise, asla olmaz. İbâdetlere güç yetirmek ve kötülüklerden korunmak, ancak yüce ve büyük Allâh'ın kuvvet ve kudreti iledir. biliyorum ki, Allâh her şeye kadirdir. Gerçek ki, Allâh, ilmi ne her şeyi kuşatmıştır. Allâh'ım! Nefsim şerrinden (kötülüğünden) ve kudret eliyle tuttuğun her canlının şerrinden (kötülüğünden) Sana sığınırım. Gerçek ki, benim Rabbım doğru-hak yol üzeredir” demektir.
Ey Dost! Bu okuduğumuz duâ ile ilgili bir MENKIBE var be şöyledir: Ashâb-ı Kirâm'dan Ebû Derdâ hazretlerine bir adam gelerek
"—Yâ Ebû Derdâ! evin yandı kül oldu” dedi. Hz. Ebû Derdâ (r.a.)j adama şöyle cevâb verdi:
Hayır, benim evim yanmaz, benim evim yanmadı" diye rahatlık içinde, sakin sakin adama cevâb vermişti. Bu adam birkaç sefer gelip gitti:
Yâ Ebâ Derdâ! Evin yandı” diyordu.
Hz. Ebû Derdâ (r.a.), adama:
"Hayır benim evim yanmadı ve yanmamıştır, benim evim yanmaz. Çünkü ben, Hz. Peygamberden İşittim, öğrendim ki, Hz. Peygamber şöyle buyurmuştu:
"Kim, sabahladığı, sabaha kavuştuğu zaman, bu sözleri (yukarı tırlarda okuduğumuz) "Allâhümme ente Rabbî...” duâsını okursa, o kimseye akşama kadar hiç bir musibet değmez, dokunmaz, ve her kim ' de bu sözleri (duâyı) akşama kavuştuğu zaman okursa, sabaha kadar ona hiç bir musîbet dokunmaz” buyurmuştu.
"Evet işte bu sözleri, bu duâyı bugün ben okumuştum. Onun için benim evim yanmadı. Bu duâ bereketiyle, Efendimizin öğrettiği bu sözler hatırına benim evim yanmadı, yanmaz” diye cevâb vermiş. Hz. Ebû Derdâ! Evin yandı diyenlere ve orada bulunanlara:
"- Haydi kalkın berâberce gidelim” dedi.
açıaızııarla Hz. Ebü Derdâ (r.a.), mahallesine vardıklarında gördüler ki, kendi evi duruyor, etrafındaki bitişiğinde ki komşu evler hep yanmış, fakat Ebû Derdâ'ın evine hiç bir yangın zararı değmemiş bile.
Hz. Ebül Derdâ (r.a.) şöyle ilâve etmiştir:
"Evet ben, Hz. Peygamberden İşittim ki, bu duâyı (yukarıdaki duâdır) sabah, akşam okuyan kimseye gerek kendi nefsine, gerek çoluk çocuğuna (âilesine) ve gerek malına zarar verecek hiç bir musibet (belâ, kazâ, zarar zıyan ve herhangi bir şer-kötülük) isâbet etmez (dokunmaz) demiştir.
Ey Allâh İçin Kardeş! Hz. Peygamber Aleyhisselâm'ın mübârck sözlerini gönlünün tââ derinliklerine nakşeden Ashâb-ı Kirâım, işte böyle bir hayât sürmüşlerdir. Rcsûlullâh'ın her sözü güneş gibi âşikâr olarak gerçekleşir. Yeter ki, buna gönül verebilecek bir ümmet olalım.
Bir gün Hz. Peygambere bir adam gelerek, kardeşinin hasta olduğundan, karın ağrısıyla kıvrandığından şikayette bulundu. Hz, Peygamber, bu adama:
Kardeşinc bal şerbeti içir" diye emir ve tavsiye buyurdu.
Adam gitti,
Ertesi gün adam yine geldi:
Yâ Resûlallâh! Kardeşirnin hastalığı arttı" dedi, Hz. Peygamber Aleyhisselâm Efendimiz Kardeşine bal şerbeti içir" buyurdu.
Adam, gitti ertesi gün ki, üçüncü gün oldu. Adam yine geldi:
Yâ Resülallâh! Kardeşimin sancılan arttı, karnı şişti" diye şikayette bulundu.
Hz, Peygamber, bu adama şöyle çıkıştı:
- Allâh doğru söylüyon Senin kardeşinin karnı yalan söylüyor. Ailâhjın sözü hakan Git kardeşine bal şerbeti içir” buyurdu.
Adam gitti ve ertesi günü tekrar geldi ve:
Yâ Resullah Kardeşim iyileşti, hastalık namına bir şey kalmadı dedi
Demek oluyor ki, Hz. Peygamber Aleyhisselâm bilerek tavsiye. de bulunuyordu. Mübârek görüşünden, fikrinden vaz geçmeyerek her üç seferinde de "bal şerbeti içir” buyurmuştu.
Ey Dost! işin hikmeti, inceliği işte buradadır. Hz. Peygamberin emir ve tavsiyelerini inanarak yapabilen kimseler hiç bir zaman mahrum olmaz. Hayâtı bu şekliyle, bu yönüyle yaşamak lâzımdır
Hz. Peygamber, birçok duâlan üçer kere ve akşam sabah okumamızı tavsiye buyurmuştur. Bunların hikmeti vardır. Bir işe devamlılıkta fayda ve yarar vardır. Su damlaları bile taşa, mermere damlaya damlaya iz yapar, delerek yuva açtığını hepimiz biliyoruz sanırım. Duâlar da böyledir, devamlılığında tekrar edilişinde yüce rabbimize ulaşma yollan açılır. Hz. Peygamber Efendimiz, duâ ve zikirlerini üçlemeyi severdi. Hadîs-i Şerîfde öyle buyruluyor.