MÜSLÜMANLARIN BİRBİRİNE TAVSİYELERİ

MÜSLÜMANLARIN BİRBİRİNE TAVSİYELERİ

Seccade

Aziz kardeşlerim!

Bu ayette Allah (cc) şöyle buyuruyor:

“Asra yemin olsun ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirine hakkı tavsiye edenler müstesnadır."

Bu sûre, İslam’ın ana prensiplerini özetlemiş durumdadır. Büyük müctehit İmam Şafii (ra) “Başka bir ayet olmasa, sadece bu sure olsa İslam’ı ifade etmiş olmaktadır” buyurmuştur.

Büyük İslam, istiklal mücahidi, büyük şair şiiriyle anlatır:

“Hani ashab-ı kiram, ayrılalım derken

Mutlaka sure-i Vel’asr’ı okurmuş bu neden?

Çünkü meknûn (gizli) o büyük surede esrar-ı felah (felah sırları)

Başta imanı hakikî geliyor, sonra salâh

Sonra hak, sonra sebat, işte kuzum insanlık

Dördü birleşti mi yoktur hüsran sana artık.”

Evet, bu ayette dört prensip var ki, bunlar İslam’ın ana prensipleridir.

1.iman: Her Müslüman, İslam’ın esasları bütün varlığı ile inanması lazımdır.

2.Salih amel: İmanın icabı olarak Allah’ın emrettiği dinî, dünyevî amelleri tam yapmak, kaytarmamak, hile yapmamak, sahte yollan» başvurmamak.

3.Hakkı tavsiye: Müslümanlar, birbirlerine hakkı tavsiye ederler, haksız olan kardeşlerine do hakkı tavsiye ederler, kötülüğü tavsiye etmezler. Kardeşlerinin daima iyi olmasını isterler. Kardeşleri yanlış işler yaparlarsa onları düzeltmeye çalışırlar. Yanlış yapacaklarını daha önce öğrenirse önlemeye çalışır. Yüce Peygamberimiz (sav) bu¬nu şöyle ifade eder:“Zalim kardeşine yahut mazlum kardeşine yardım et.”362

Bir Müslüman, Allah Rasulü’ne sordu: “Mazlum müslümana yardım etmemi anlıyorum, zalim (zulmeden) müslüman kardeşime nasıl yardım edeceğim?” Allah Rasulü şöyle buyurdu:

“O kardeşinin zulmünü önlemen, ona yardım etmendir.” Şunu kesinlikle bilmeliyiz ki, Müslüman daima hakkın, adaletin yanındadır. Hatta Müslümanla, Müslüman olmayan kimselerin arasındaki hak, hukuk, adalet konusunda bile Müslüman, hakkın ve adaletin yanında olmalıdır.

Bir Yahudi: Allah Rasulü’nden alacağını, Peygamberimiz (sav)’in yakasına yapışarak “ver benim borcumu” dedi. Ashab (ra) fena halde kızdı. Yahudi’ye hücum ettiler. Bunun üzerine Allah Rasulü: “Durun, ne yapıyorsunuz? Bu, din meselesi değil, alacak, borç meselesidir. Ben borçluyum, o alacaklı. Size düşen vazife; bana “Ver borcunu” demelisiniz. Ona da “Sen hakkını isteyebilirsin ancak yakasına yapışma kabalığını, terbiyesizliğini yapmamalıydınız” demeniz lazımdır” dedi.

Yine Hz. Ali (ra) halifeliği zamanında bir Yahudi ile kadı (hakim) huzuruna çıktı. Kadı, Yahudi’ye adı ile hitap etti. Hz. Ali’ye ise “Ey Hasan’ın babası” dedi. Araplarda bir kişiye büyük oğlunun babası diyerek hitap etmek saygı ifade¬sidir. Hz. Ali’nin büyük oğlu Hz. Haşan olduğu için “Ya Ebal-Hasen!” (Ey Hasan’ın babası) dedi. Bunun üzerine Ali (ra): “Ey kadı! Yahudi’ye adı ile hitap ettiğine göre bana da adım ile hitap etmen lazımdır. Adaleti dağıtan hakim, müslümana da müslüman olmayana da eşit muamele yapilmak zorundadır.” dedi.

Bugün de müslümanlar olarak, Allah Resulü (sav) ve ashabının İslam’ı anladığı gibi anlatmak ve tatbik etmek mecburiyetindeyiz. Kardeş lerimizin yaptığı haksızlıkları önlemeye çalışmalıyız.

Ancak bu yanlışlığı, haksızlığı yaparken kaba ve sert davranmamalıyız. Kardeşlerimizin kalplerini kırmamalıyız. Yine bu konuda Allah Rasulü (sav)’in mübarek torunu Hz. Hasan’ın şu hareketini örnek gösterebiliriz. Yaşlı bir Müslüman abdest aldı fakat çok yanlışları vardı. Hz. Haşan: “Sen yaşlısın, ben gencim. Bir abdest alayım, yanlışlarım varsa düzelt” dedi. İnsanların en üs¬tünü dedesinden öğrendiği şekilde abdest aldı. Yaşlı müslüman abdest alırken yaptığı yanlışları anlayarak şöyle dedi:

“Ver oğlum, elini öpeyim. Allah, senden razı olsun. Bana hem İslam’ı hem de İslâmî nezaketi öğrettin.”

Öyle ya, doğrudan doğruya yanlışlarını söyleseydi “Sen çocuksun, ne anlarsın” diyebilirdi. Bugün biz de Hz. Hasan’ın üslubu ile birbirimizin yanlışlarını düzeltmeye çalışmalıyız. Eli pantolon cebinde veya eli arkasında camiye giren bir Müslümanı gördüğümüz zaman; “Kardeşim, Allah ibadetini kabul etsin. Ancak bu şekilde camide olmaz” diye nezaketle söylersek, o da hatasını anlar ve düzeltir. Ama sert ve kaba bir şekilde söylersek bize kızar, düzeltmez, hatta camiye gelmekten bile vazgeçebilir.

Namaz kılmayan bir Müslümana “Niçin namaz kılmıyorsun? Sen cehenemliksin” dersen, sert cevap alırsın, “Sana ne?” der. Dinden daha çok uzaklaşır.

Biz insanları namazdan, camiden uzaklaştırmakla birşey kazanmayız. Aksine bu hareketimizle onu dinden uzaklaştırırsak zarar ederiz. Ama ona: “Kardeşim, senin imanın var. Namaz kılmayı da istersin. Ancak ihmalin, üşengeçliğin var. Şu ihmalini bırak, namaz kıl, çok iyi olur” dersen onun kalbi de yumuşar, namaza ve dine meyli artar.

Bunun gibi birçok yanlışları nezaketle, tatlılıkla çözmeye çalışmalıyız.

Şunu iyi bilmeliyiz ki, bir kısım Müslümanın İslam’a bağlılığı pamuk ipliği gibidir, hatta daha da zayıftır.

Bizim kardeşlik vazifemiz, bu bağı koparmaya çalışmak değil, kuvvetlendirmeye, İslam’a ısındırmaya çalışmaktır..Sabrı, sebatı tavsiye etmek:Müslüman kardeşlerimize daima sabııvn sebatı tavsiye etmeliyiz.

Her insanın başına çeşitli bela ve felaketim gelebilir. Ailesini, çocuğunu, malını kaybedeblllı İnsanlar böyle zamanlarda yakınlarını, dostlarını komşularını, kardeşlerini yanında görmek istediği Onların teselli edici sözleri, acıları hafifletir. Ancak bazı kimseler, bir takım yanlış sözler ve herkimselerde  daha çok acılara garkeder. Bir Müslüman kardeşimiz, parasını düşürmüş veyahut ticaret yaparken zarar etmiş olabilir. Müslüman kardeşleri “canın sağ olsun, Allah sana yine verir. Biz do yardımcı olacağız” diyecekleri yerde “Vah vah, çok üzücü, senin hayatın sönmüş bir daha böyle para kazanamazsın. Çok kötü olmuş” derlerse onun acısı azalacağı yerde çoğalır.

Her acı felaketi, musibeti hafifletici nasihatler, teselliler bulunabilir. Müslümana düşen kardeşinin acısını hafifletmeye çalışmak, daha çok Allah’a sığınmasını tavsiyedir.

Allah (cc) her türlü bela, felaket ve dertlerden korusun. Amîn...

KURANI KERİM

 

çocuk hediye

Etiketler: MÜSLÜMANIN müslümanı uyarması Ayet, Müslümanın Müslümana karşı görevleri vaaz, Müslümanın Müslümanı uyarması, Bir Müslümanın diğer insanlara karşı temel vazifeleri nelerdir, Hangisi bir Müslümanın diğer müslümanlar üzerindeki haklarından biri değildir, Müslümanın müslümana karşı görevleri, Müslümanın yapmaması gerekenler, Müslümanın yapması gerekenler,
Ekim 24, 2023
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Kvkk sözleşmesini inceleyebilirsiniz.