MUHARREM VE AŞURE

MUHARREM VE AŞURE

Seccade

Aziz kardeşlerim!

Allahu Teala şöyle buyuruyor:

“Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah’ın rızasına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu doğru hesaptır. (Allah’ın koyduğu hesabı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin.”394

Allah Rasulü’ne Aşure günü orucu sordular.

O şöyle buyurdu:

“Aşure günü tutulan oruç, geçmiş senenin günahlarını (küçük günahlarını) affettirir.”395

Muharrem ayı, Kamerî ayın birincisidir ve bir Muharrem Hicrî yılbaşıdır.

Kainata örnek olarak gönderilen Allah sevgilisi (sav) Ramazandan sonra en çok muharremayında oruç tutardı. İlk okuduğumuz hadiste de Ramazan orucundan sonra en faziletli orucun Muharrem orucu olduğu açıkça bildirilmektedir. Biz de O’nun gibi Muharrem ayında bilhassa ilk gününde oruç tutmalıyız.

Bu Muharrem ayının onuncu gününe “Aşure” denir. Bu günün İslam tarihinde büyük önemi vardır.

Allah Rasulü (sav) Medine’ye şeref verdiğinde Yahudilerin Muharrem orucu tuttuğunu gördü. Sordu: “Niçin oruç tutuyorsunuz?” Onlar: “Bugün Nuh (as) gemiden karaya çıktı, İbrahim ateşe bugün atıldı; kurtuldu. Musa (as), İsrail- oğullarını bugün Firavundan kurtardı. Bunun için oruç tutuyoruz.” O zaman Allah Rasulü Rasulü şöyle buyurdu:

“Nuh’a, İbrahim’e, Musa’ya en yakın biziz. (Çünkü onların Peygamber olduğuna iman ediyoruz. Yahudiler ise onlara iftira ediyorlar.) Biz de Aşure günü oruç tutalım ancak Yahudilere benzememek için dokuz ve onuncu günü veyahut on ve onbirinci günü, yahut da dokuz, on ve on- birinci günü tutalım. Yani tek gün olarak onuncuayında oruç tutardı. İlk okuduğumuz hadiste de Ramazan orucundan sonra en faziletli orucun Muharrem orucu olduğu açıkça bildirilmektedir. Biz de O’nun gibi Muharrem ayında bilhassa ilk gününde oruç tutmalıyız.

Bu Muharrem ayının onuncu gününe “Aşu- ra” denir. Bu günün İslam tarihinde büyük önemi vardır.

Allah Rasulü (sav) Medine’ye şeref verdiğinde Yahudilerin Muharrem orucu tuttuğunu gördü. Sordu: “Niçin oruç tutuyorsunuz?” Onlar: “Bugün Nuh (as) gemiden karaya çıktı, İbrahim ateşe bugün atıldı; kurtuldu. Musa (as), İsrail- oğullarını bugün Firavun’dan kurtardı. Bunun için oruç tutuyoruz.” O zaman Allah Rasulü Rasulü şöyle buyurdu:

“Nuh’a, İbrahim’e, Musa’ya en yakın biziz. (Çünkü onların Peygamber olduğuna iman ediyoruz. Yahudiler ise onlara iftira ediyorlar.) Biz de Aşure günü oruç tutalım ancak Yahudilere benzememek için dokuz ve onuncu günü veyahut on ve onbirinci günü, yahut da dokuz, on ve on- birinci günü tutalım. Yani tek gün olarak onuncu Yine onlar resim, heykel, ateşe karşı ibadet edebilirler. Biz ise ateşin, heykelin, resmin karşısında da namaz kılarken sadece Allah’a ibadet ederiz. Esas bakımdan onlardan farklıyız. Ama şeklen dahi onlara benzememiz doğru değil.

Müslüman her dinî konuda başkasına benzemeyecek. İşte Ezan konusunda bu özelliğimizi daha açık ortaya koydu Allah Rasulü.

Müslümanlar Mekke’de iken çok azlardı. Namaz vaktini birbirlerine tek tek haber veriyorlardı. Ama Medine’ye gelince Müslümanların sayısı çoğaldı, tek tek haber vermek zorlaştı. Allah Rasulü, namaz vaktinin geldiğinin nasıl haber verileceğini, ileri gelen ashabı, arkadaşlarına danıştı. Fikirlerini, tekliflerini sordu. Bazıları çan çalalım dedi. Allah Rasulü (sav): “Çan çalarak namaza davet olmaz. Çünkü Hıristiyanlar çanla kiliseye davet ediyor. Onlara benzemek doğru olmaz.” dedi.

Bazıları ise “Yüksek bir yere ateş yakalım, ateşi görünce namaz vakti olduğunu anlarız” dediler. Allah Rasulü “Ateşe tapanlara benzeriz, bu da olmaz” buyurdu.

Sonuç olarak şunu söylemeliyiz: Müslüman, esasta, teferruatta, şekilde ve usulde. Müslümanın ibadeti, özde, ruhta, biçimde ancak Allah’a bağlanacağız. Ancak yardımı Allah’tan isteyeceğiz.

Aşure günü, Hz. Hüseyin (ra)’in şehit edildiği gündür. Hz. Hüseyin (ra), Allah sevgilisinin çok sevdiği torunudur. Aç, susuz, perişan halde şehit edilmesi, ailesinin bir kısmının şehit edilmesi, bir kısmının çeşitli eziyetlere maruz bırakılması, her Müslümanın ciğerini dağlamaktadır. Buna üzülmeyen Müslüman düşünülemez.

İşin daha acısı, şehit edenlerin Müslüman olması, Allah yolunda cihad yapanların çocukları olması... Araya şeytan, vesvese, fesat, benlik, girince kardeş kardeşi acımasızca öldürüyor. Tarih boyunca birçok acı sahnelere şahit olmaktayız.

İşte Hz. Hüseyin’in şehit edildiği gün; Aşure günü bir kısım kimseler Hz. Hüseyin’e matem, yas tutuyorlar. Kendilerini dövmeler, kan akıtmalar, karalar giymeler.

Allah Rasulü’nün mübarek torununa üzülüyorsak onun için Kur’an okuruz, dua ederiz; muazzez ruhuna göndeririz. Fakat kan akıtmak, dövünmek, karaları giymekten onun ruhuna gidecek hiçbir fayda yoktur.Bazı kimseler bu acı hadiseyi “Sıffeyn” ve “Cemel” olayını, Emevî halifelerinin bir kısım zulümlerini bahane ederek ehli sünnete bağlı Müslümanlara iftira etmektedirler.

Bunlar, ehli sünnet alimlerinin Emevî ta¬raftarı olduklarını iddia ederek, sünnî Müslüman- lara Emevî Müslümanları diyecek kadar iftirada bulunmaktadırlar.

İslam tarihi boyunca görülmüştür ki, hiçbir ehli sünnet alimi, Emevîlerden, Abbasîlerden zalim olanlara boyun eğmemişlerdir. Kur’an ve hadislerde bildirilen İslam ne ise onu anlatmışlar, hakkı söylemekten hiç çekinmemişler, gerekirse bu yolda canlarını vermişlerdir.

Tarih boyunca kardeş kavgaları olmuş, binlerce insanın kanı akmıştır. İhtiraslar, benlikler kardeş kanlarını su gibi akıtmıştır. Ama yine de kardeş...

İhtirasını, benliğini yenen daima salim düşünür. Halife Hz. Ali (ra) kendisine karşı gelen ve öldürülen Müslümanların (Sıffeyn vakasında) cenazelerini kaldırmış ve “Bunlara ne diyeceğiz?” diye sorulduğunda “Bize karşı gelen kardeşlerimizdir” buyurmuştur. Evet, herşeye rağmen yine kardeş...Eski mücadeleleri bahane ederek bir kısım Müslümanlara hele Allah Rasulü’nün ashabına birtakım yakışıksız itham ve iftirada bulunmak., Müslümana yakışmaz. Onlar, Yüce Peygamberin ashabı şerefine erdikleri için haklarında asla kötü düşünemeyiz.

Bir yanlışlıkları olmuşsa Allah’a ahirette hesap verirler. Biz, Allah namına onlar hakkında hüküm veremeyiz. Rahmet Peygamberi (sav)’in arkadaşlarının hepsine minnettar oluruz.

Bir İran mütefekkirinin dediği gibi:

“Ya Hüseyin! Diyerek saç-baş yolmak, sırtımızı kan deryasına sokmak bize ne kazandırır? Eski kavgaları tek tek saymak, sövmek bize ne kazandırır? Bir takım kimselere lanet okumak bize ne fayda verir?”

İşte biz, Aşure (10 Muharrem) günü Hüseyin (ra)’in ruhu için Kur’an okur, dua ederek mübarek ruhuna göndeririz.

Nuh’un karaya çıktığı ve Peygamberimizin emri olduğu için oruç tutarız. Ama Yahudilere benzememek için 10-11 ’nde veyahut 9-10’unda veyahut da 9-10-11 ’inde oruç tutarız. Yine aşure pişirir, dostlara, fakirlere, ailemize ikram ederiz. Allah kabul etsin.

KURANI KERİM

 

çocuk hediye

Etiketler: muharrem ayının 10. günü 2023, Muharrem ayı nedir, muharrem ayı 1. günü ne zaman, Aşure günü ne zaman 2023, Alevilerin Aşure Günü ne zaman 2023, Muharrem ayı ne zaman, muharrem ayının 10. günü ne oldu, Muharrem ayı 2023,
Ekim 24, 2023
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Kvkk sözleşmesini inceleyebilirsiniz.