Mirac Gecesi

Mirac Gecesi

Seccade

Aziz kardeşlerim!

Allahu Teala şöyle buyuruyor:

“Bir gecede, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir. O gerçekten işitendir, görendir.”

Receb ayının 27. gecesi vukubulan hadiseye “İsra ve Miraç” denir. Yani insanların en şereflisi Hz. Peygamber (sav)’in Mekke’den Kudüs’e bir gecede gitmesi ve sonra da miraca uruc etmesidir. Bu hadise İslam tarihinde fevkalade önemlidir ve Peygamberimiz’in en büyük mucizelerindendir. O günün şartlarında ve bugün İçin de çok büyük bir hadise. Kabul etmekte insanın mantığının zorlanacağı bir olay.

Kendisine peygamberlik gelmesinin onbirinci senesinde, Peygamberimiz Allah’ın emriyle Kudüs’e götürülüyor. Sonra da sahih hadislerde beyan edildiği gibi yedi kat semalarda eski peygamberlerle buluşuyor. Cebrail ile görüşüyor, Yüce Allah’ın cemalini müşahede ediyor, cennet, cehennem ve ümmetinin bazı halleri gösteriliyor, aynı gece tekrar Mekke’ye getiriliyor. MekkeKudüs arası 1500 km’den daha fazla. Bu nasıl oluyor? Kısır mantıkla olaya bakanların kafası karışıyor.

Bazı kimseler de uydurma yorumlarla hadiseyi gerçeğinden saptırmaya çalışıyor. Peygambere “rüyada gitti” (Hz. Aişe’den (ra) böyle bir rivayet var dense de aslı yoktur) diyorlar. Bazıları da “manada gitti, bedeni gitmedi, ruhu gitti” dediler. Bazıları da Mescid-i Aksa, Kudüs’teki mabet değil, uzak, yücelere gitti manasına derler ki gerçek dışıdır.

Tek gerçek olan, Peygamberimizin bedenen gitmesidir. Böyle olmasa müşrikler ne diye itiraz etsinler, herkes rüyada, manada, düşüncede başka dünyalara gider gelir.

Bedenen gittiği için müşrikler itiaz etmişler, hatta Peygamberimiz ile (sav) alay etmişlerdi. Hiç insan bedeni ile 1 500 km’den fazla uzak mesafeye bir gecede gidip gelebilir mi?

Müşriklere göre İslam bitmiştir. Ebu Bekir, Müslümanlıktan vazgeçerse herkes vazgeçer. Hemen Ebu Bekir’e koştular. “Senin peygamber dediğin Muhammed, böyle böyle söyledi” dediler. O: “Bu sözleri Peygamberimin mübarek ağzından işittiniz mi?” “Evet” dediklerinde, Hz. Ebu Bekir (ra): “O söylemişse muhakkak gitmiştir” dedi. Başka müslümanlara gittiler, onlar da Müslümanlıktan vazgeçmediler. Bu defa Peygamberimize geldiler. Mescid-i Aksa’nın (Hz. Süleyman’ın mabedinin) kaç kapısı, kaç penceresi olduğunu, konumunu sordular. Hatta Şam’a giden kervanlarıyla yolda karşılaşıp karşılaşmadığını sordular.

Yüce Allah, Rasulü’nün gözünün önüne mabedi (manevî televizyon gibi) getirdi. Tek tek hepsine cevap verdi. Onların kervanlarıyla nerede, ne zaman karşılaştığını, birisinin bakracından nerede, ne zaman karşılaştığını, birisinin de devesini kaybedip onu aradığını beyan etti. Hepsi gerçek olduğu halde iman etmediler. Ama biz Müslümanlar, Nur Peygamberimiz (sav)’in bede¬nen gittiğine ve miraç konusunda şeksiz, şüphesiz iman ederiz.

Miraç, Allah’ın cemalini müşahede hadisesi ki birçok veliler, peygamberler arzu etmiş nasip olmamış ancak bu dünyada Allah’ın cemalini müşahede Hz. Muhammed’e nasip olmuştur.

“Musa tayin ettiğimiz vakitte (Tur’a) gelip de Rabbi onunla konuşunca “Rabbim, bana (kendini) göster, seni göreyim” dedi. Rabbi: “Senf beni (bu dünyada katiyyen göremezsin fakat şu dağa bak. Eğer o, yerinde durabilirse sen de beni görebileceksin” buyurdu. Rabbi, o dağa tecelli edince onu yerinden oynattı. Musa da baygın düştü. Ayılınca dedi ki: “Seni, noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tevbe ettim. Ben, inananların ilkiyim.”

O’nun cemali, ancak ahirette mü’minere nasip olacak, Allah bizlere de nasip etsin. Amin!

“Yüzler vardır ki o gün ışıl parlayacaktır. Rablerine bakacaklardır. (O’nu göreceklerdir).”

Allah, o gün Cenabı Hakk’ın cemalini müşahede edenlerden eylesin bizi. Amin...

Dünyada cemal-i İlahî’yi, insan olarak ilk ve son defa Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) bu gece gördüğü için en mübarek gecelerdendir. Bu geceyi ihya edelim, Müslüman miracı da beş vakit namaz olduğuna göre biz de bu gece bol miktarda namaz kılalım. Yüce Rasul (sav)’e salât ve selam getirelim, dua edelim.

Ancak hangi yüzle dua edelim ki, Yüce Allah, etrafını mübarek kıldığı ve Rasulü’nün (sav) namaz kıldığı, ayak bastığı, miraca uruc ettiği Mescid-i Aksa, mukaddes Kudüs, Yahudi’nin esareti altındadır. Oradaki Müslümanlar garip, öksüz, perişan, her gün öldürücü kurşunlara hedef olmakta, evleri yıkılmakta, kadın ve çocukları sefalet ve felaket içindeyken, bir buçuk milyar Müslüman seyretmektedir. Filistinli kardeşlerimizin ve Kudüs’ün kurtuluşu için yine yabancıdan, Amerika’dan yardım beklemekteyiz. Halbuki Amerika, Yahudilerin egemenliği altındadır. Kim, kimi kurtaracak?

Bütün aczimize, çaresizliğimize rağmen, Allah’tan ümit kesmeyelim. Bütün varlığımızla Allah’a dua edelim. Allah, Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı kurtarmayı nasip etsin. Allah, Müslümanlara İslâmî basiret, İslâmî şuur, İslâmî birlik versin. İslam’ın izzet ve şerefini ihsan etsin.

KURANI KERİM

 

çocuk hediye

Etiketler: Miraç gecesi ne zaman, miraç kandili nedir ne yapılmalı, Peygamber Efendimizin Miraç gecesi yaşadıkları, miraç'ta gerçekleşen olaylar maddeler halinde, peygamber efendimizin miraç'ta gördüğü inanılmaz olaylar, miraç'ta ne olmuştur, miraç'ta gerçekleşen olaylar nelerdir, Miraç olayı
Ekim 24, 2023
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Kvkk sözleşmesini inceleyebilirsiniz.