İslâm Tefekkür Geleneği ve Önemi

İslâm Tefekkür Geleneği ve Önemi

Seccade

Aziz kardeşlerim!

Bu ayette Allah şöyle buyuruyor:

 

“Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzlerin birbiri peşinden gelmesinde, insanlara veren şeylerle yüklü olarak denizde yüzüp giden gemilerde, Allah’ın gökten indirip de ölü halde toprağı canlandırdığı suda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutların yönlendirilmesinde düşünen bir toplum için (Allah’ı ve birliğini ispat için) birçok deliller vardır.”251

 

Allah Rasulü (sav) şöyle buyuruyor: Allah’ın sıfatları üzerinde düşününüz, zatı hakkında düşünmeyiniz.

Yüce Allah, hiçbir yaratığa vermediği akıl nimetini insanlara vermiştir. İnsan, aklını çalıştırarak, Allah’ın halifesi olarak yeryüzünü idare edecek.

İnsandaki akıl, düşünme onun için en büyük nimettir. Bu nimete şükran borcu olarak kendisini yaratan tek Allah’ı aklıyla, tefekkürüyle bularak ona iman etmesi ve ibadet etmesi gerekir. Esasen insanın ancak, bu gaye için yaratıldığını Allah bildirmektedir:

“Ben, cinleri ve insanları ancak bana kulluk et¬sinler diye yarattım.”252

 

İşte bu sebeple insanın ilk vazifesi, hiç kimse ile, kitapla, dinle teması olmasa da aklını, mantığını çalıştırarak; düşünerek bir yaratıcının (Allah) olduğuna kanaat getirmesi lazımdır.

Naturalistlerin dediği gibi hiçbir şeyin kendi kendine olmadığı açıktır. Hiçbir şey tesadüfler neticesi değildir. Kainatı incelediğimiz zaman herşey yerli yerine konmuştur. Bu âlemi nizam, intizam içinde yaratan, idare eden bir kudret sa hibi var.

Tefekkür sahibi insan, Allah’ın varlığını düşündüğü gibi Allah’ın yarattığı kainatı da düşünür. Allah’ın kudretini, azametini düşünür.

Kur’an’da birçok ayet düşünmemizi, her- şeyi incelememiz, ibret ve ders almamızı emre¬der.

Ancak Allah’ın sıfatlarını düşünmemizi emreder. Fakat Allah’ın mahiyeti zat hakkında düşünmemizi Yüce Rasul (sav) yasak eder. Çünkü Allah’ın zatı hakkında hiç bilgimiz olmadığı, aklımız kavrayamadığı için boşuna vakit kaybetmiş oluruz.

Şair Ziya Paşa’nın dediği gibi:

“İdrak-i meali bu küçük akla gerekmez.

Zira bu terazi o kadar sıkleti çekmez.”

 

Yukarıdaki ayette, yer ve göğün yaratılmasını, gece ve gündüzü, gemilerin hareketini, yağmurun yağmasını, bulutların yönlendirilmesini ve rüzgarı incelememizi istiyor. Düşünmemizi emre¬diyor.

Rahmet Rasulü (sav) da şöyle buyuruyor:

“Âl-i İmran’da şu ayeti “Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidi şinde akıl ahipleri için gerçekten açık ibretler vardır” okuyup da düşünmeyene yazıklar olsun.”

 

Bütün varlıkları incelediğimizde çok ibret alırız. Allah’ın azameti karşısında aklımız, İmam-ı Ebu Hanife (ra)’nın dediği gibi akılları hayrete düşüren Allah’ı teşbih eder.

Yüce Allah’ın yarattığı varlıkları inceleyip ibret almakla kalmayalım. Dünyamızı, ahiretimizi faydalı hale getirecek yolları arayalım.

Kur’an’da birçok İlahî sırlar, hakikatler, tenler mevcut. Ama biz incelemiyoruz. Kuran’ı dua için okuyalım ama inceliklerini de bilmeye çalışalım. Kur’an’da bazı sırlar, gerçekler var ki, fen ve teknik ilerledikçe ortaya çıkmaktadır.

“İki denizi birbirlerine kavuşmak üzere iken ayırmıştır. Aralarında bir engel var. Birbirine kavuşamazlar.”253

 

Evet, binlerce sene okuruz da şu denizlerin birleştiği sınırda iki deniz suyu nasıl oluyor da karışmıyor diye araştırdık mı? Ancak bin dört yüz sene sonra Kaptan Custo, Cebelitarık’ta Atlas Okyanusu ile Akdeniz suyunun birleştiği yerde deniz dibine iniyor. Fas sahilinde Cebelitarık’ın İspanya sahiline bir şerit halinde şiddetli fışkıran bir su, iki denizin suyunu birbirine karıştırmıyor. Bu durumda biraz iz’anı, insafı olan kimse Kuran’ın Allah kelamı olduğunu kabul eder. Çünkü okuma yazma bilmeyen, denizin dibine değil sandala bile binmemiş hatta denize girmemiş Hz. Muhammed (sav)’in kendiliğinden bunu bilmesine imkan yok. Şu halde Kur’an’ın Allah kelamı olduğundan zerre kadar şüphe yoktur.

 

Ancak, Kuran’ın bu ayetlerini Müslümanların incelemesi ve denizlerin dibine inip bu gerçeği bulmaları gerekirdi.

Kur’an’da yüce Allah, yer ile gök arasında herşeyi bizim emrimize verdiğini beyan etmektedir. Allah’ın yarattıklarını, ilme, fenne, tıbba, anatomiye işaret eden ayetleri incelersek birçok hakikatler günyüzüne çıkacak. İlahiyatçı profesörlerimiz eski ihtilaflarla uğraşacaklarına Kuran’ı bu yönleri incelesinler. Allah gerçekleri görmeyi ve iman etmeyi nasip etsin. Amin...

KURANI KERİM

 

çocuk hediye

Etiketler: En güzel tefekkür örnekleri, Nasıl tefekkür etmeliyiz, Tevekkül ve Tefekkür, Tefekkür ne Demek, Tefekkür dini anlamı, Tefekkür etmek Ne Demek, 5 tane tefekkür örnek, İslam Tefekkür Ufku PDF
Ekim 24, 2023
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Kvkk sözleşmesini inceleyebilirsiniz.