Orucu bozup da yalnız kazasını gerektiren meseleler yaklaşık olarak elli yedi tanedir. Bunlar şöylece sıralanabilmektedir:
1- Çiğ pirinç yemek,
2- Toz halindeki unu yemek,
3- Katı olmayan (mayi haldeki) hamur yemek. Tabii bunların içerisine su, şeker, yağ ve bunlara benzer yenmesini kolaylaştıran bir şeyin karışmamış
"İması esastır. Herhangi bir şey karışıp da ondan yenirse, kazadan başka keffaret de gerekir.
4- Çok miktardaki tuzu bir defada yemek,
5- Alışkanlığı olmayan kimsenin normal toprak mı yemiş olması,
6- Çekirdek yemek; Bundan maksat, erik, kayısı gibi bunlara benzer kabuğunun dişle kırılması mümkün olmayan çekirdeği yutmaktır. İçinden gıda alımın bir çekirdeği içindeki özü için kırıp yemek kazadan başka keffareti de gerektirmiş olur.
7- Pamuk, kağıt gibi yenmesi adet olmayan ve gıda olması da mümkün olmayan şeyler yemek. Bunları yerken meydana gelen tükürüğü yutmak, lif veya iplik haline gelen ipek yemek de böyledir. Yani bunların yenmesinden yalnız orucun kazası gerekir.
8- Ayva gibi, ham iken yenmesi mümkün olmayım bir meyveyi yemek, aynı şeyin tuzlayarak yenme¬si halinde hem kaza hem de keffaret gerekir. Olmamış ayvanın pişirilmişi de tuzlanmışının hükmüne tabiidir.
9- Yaş ve kabuklu hallerdeki cevizi yutmak veya içini yemeyip sadece iç kabuğu ile yalamakla yalnız kaza lazım gelir. Eğer yenecek kısmı yalanırsa o zaman hem kaza hem de keffaret gerekir.
10- Fındık, ceviz gibi içerisi yenen sert kabuklu bir şeyi yutmaktan da yalnız kaza icab eder.
11- Kıymetli taş, hatta zümrüt bile olsa demir, bakır ve tunç gibi metal bir parça yutmak, kireç, taş ve toprak yutmaktan yalnız kaza gerekir.
12- Hukne yapmak (Dübüre ilaç akıtmak.)
13- Gerektiği için buruna ilaç çekmek,
14- Gerektiği için boğaza huni ile ilaç akıtmak Bu meselelerin tamamında doğru olan görüşe gör»» keffaret gerekmeyip, yalnız bozulan orucun kazam icab eder.
İmam-ı Ebu Yusuf, dübüre, buruna ve boğaza konan herhangi bir şeyden keffaret gerektiğini bildirmiştir. Halbuki, keffaretin gerekmesi için surete ıı veya manen kasıtlı olarak orucun bozulması esastır Bahsi geçen şeylerde ise hedef tedavidir. Kasden oruç yeme diye bir şey yoktur.
15- Kulağa akıtılan ilaçtan dolayı yalnız kaza lazım gelir.
16- Boğaza istemiyerek su kaçmış olmakla yalnız kaza lazım gelir. Beyine burundan kaçan su da böyledir. Ancak bu meselede ihtilaf olunmuştur. Gazihan ve bazıları, beyine kaçan suyun bir faydası şöyle» dursun zararlı olacağı için orucu bozmaz demişlerdir.
17- Ağıza alman taş, demir, pamuk ve ibrişim gibi bir cismin boyasının tükrüğün rengini değiştirmesi ve bu hali ile o tükürüğü yutmuş olmak kazayı gerektirir.
18- Karın boşluğuna açılan bir yaraya ilaç konması ve bu ilacın içeriye nüfuz etmesi ile kaza lazım gelir.
19- Baştaki yaraya konan ilaç beyine kadar girerse orucun kazası gerekir. Gerek karın boşluğuna, gerekse başa konan ilacın kuru veya yaş olmasının farkı yoktur.
20- Elde olmayan bir şekilde boğaza yağmur veya kar gibi şeyin girmesi ve bunun yutulmuş olması ile yalnız kaza gerekir. Kendi halinde giren bu yağmur ve gibi şey ağıza girdikten sonra isteyerek yutulursa aman kaza ile birlikte keffaret de icab eder.Ağıza veya buruna su alış sırasında istemiyerek boğaza ve oradan da içeriye su kaçmış olması halinde, kasıtlı olmadığı için orucun kazası icab eder.
21- Orucu bozmaya mecbur edilmekten dolayı kaza gerekir. Bu icbar ister yemek, ister içmek, sahih olan görüşe göre isterse karısı tarafından cinsi münasebete zorlanmak şeklinde olsun, netice aynıdır.
Karısı tarafından cinsi münasebete zorlanan erkeğe keffaret lazım gelir, çünkü kadın erkeği meçim r kılamaz diye görüşte bulunanlar varsa da, koca¬sına istediğini yaptırabilecek maddi ve manevi güce Hahip bulunan bir çok kadınların varlığı dikkate alınırsa, bu görüşün oldukça zayıf olduğu ortaya çıkar.
22- Kocası tarafından zorlanarak cinsi münasebette bulunulan kadın bozulan orucunu yalnız kaza (>der. Münasebet sırasında kadının zevk alması keffareti gerektirmez. Karısı tarafından cinsi münasebete zorlanan erkeğin o sırada aletinin uyanık olması suçluluğunun ve karısına isteyerek uyuşunun alameti sayılmaz.
23- Bir kadının yaptığı ağır iş veya hizmet sonunda hastalanacağına ve perişan olacağına inandıktan sonra orucunu bozması ile yalnız kaza lazım gelir. Tatarhaniye isimli eserde: "Bu durumdaki kadının özürü makbuldür" denilmiştir.
