•Güzel sesle okumaya gayret edilir; fakat musîki makamlarıyla okumaktan kaçınılır.
•Tertîl ile; yâni ağır ağır, tâne tâne, tecvîd kâidelerine uygun olarak okumaya gayret edilir. Zirâ Allâhü
Teâlâ Hazretleri Müzzemmil sûresi’nin 4'üncü âyet-i kerîmesinde;
"... Kur'ân-ı Kerîm-i tertîl ile oku" buyurmuştur.
•Tilâvet esnasında etrafa bakınmak, sallanmak, konuşmak, esnemek gibi şeyler uygun değildir. En güzel olan; huşû içinde, istek ve ihlâsla okumaktır. Bu şekilde okuyanın, kalbi yumuşar, teni ürperir, gözlerinden yaşlar dökülür.
•Kur’ân-ı Kerîm'in akıllara durgunluk veren güzelliklerini, ta’rif edilemez derecedeki hikmetlerini düşünerek, hissederek ve anlayarak okumak gerekir.
•Tilâvet sırasında, başkasıyla konuşmak veya başka bir sebeple okumayı kesmek zarûreti hâsıl olursa;
"Sadak-allâhü'l-Azîm" denir. Sonra "Eûzü-Besmele" okunup, kalınan yerden devam edilir. Bununla beraber Eûzû kâfidir.
•Kur'ân-ı Kerîm okumayı; "Bir an önce bitireyim!" düşüncesiyle acele ve tertîbsiz okumak mekrûhtur.
•Duhâ sûresi ve onu tâkib eden sûrelerin sonunda "Tekbîr" getirmek sünnettir. Bunun için "Allâhü Ekber" demek kifâyet eder. Ancak, "Tehlîl ve Tahmîd”i de ilâve ederek;
"Allâhü Ekber. Lâ ilâhe illâllahu v'allahu Ekber, ve lillâhi’l-hamd" demek daha güzeldir.
•Yâsin-i şerîf, Tebâreke veya Amme sûresini okuduktan sonra, İhlâs, Felak, Nâs, Fâtiha ve Bakara sûresinin baştarafinı da okuyup, ardından duâ etmek şüphesiz daha faziletlidir.
Bu sebeple; Yâsin-i Şeriften sonra adı geçen sûreleri ve sûrelerin aralarında da "Tekbîr”i yazdım.
Şu halde; önce tevbe-istiğfar dualarından herhangi birini, sonra da "Kur'ân-ı Kerîm okumak isteyenin okuyacağı dua"yı okuyun. Sonra da, Yasîn-i Şerîfden başlayıp, kitaptaki sıraya göre tamamlayın.
•Duâ etmeye gelince; örnek iki duâ yazdım. Şüphesiz, Besmele, hamdele ve salvele ile başlanıp, hamdele ve salvele ile bitirilen her duâ Allâhü Teâlâ indinde makbûldür. Bu sebeple; isteyenler örnek duâya gönüllerince ilâve yapabilirler.
