Sen ol meliksin ki, melekûtuna uzlet yok.
Yani, mülk umumen O'nundur. Sen, hem O'nun mülküsün, hem memluküsün, hem mülkünde çalışıyorsun. Şu kelime, şöyle şifalı bir müjde veriyor ve diyor: "Ey insan! Sen kendini, kendine malik sayma! Çünkü, sen kendini idare edemezsin, o yük ağırdır. Kendi başına muhafaza edemezsin, belalardan sakınıp, levazımatını yerine getiremezsin. Öyle ise, beyhude ızdıraba düşüp azap çekme, mülk başkasınındır. O Mâlik, hem kadirdir, hem rahıymdir; kudretine istinadet, rahmetini ittiham etme. Kederi bırak, keyfini çek. Zahmeti at, safayı bul."
Hem der ki: "Manen sevdiğin ve alakadar olduğun ve perişaniyetinden müteessir olduğun ve ıslah edemediğin şu kâinat, bir Kadir-i Rahıym'in mülküdür. Mülkü sahibine teslim et. O'na bırak. Cefasını değil, safasını çek. O hem Hakîm'dir, hem Rahıym'dir. Mülkünde istediği gibi tasarruf eder, çevirir. Dehşet aldığın zaman, İbrahim Hakkı gibi; "Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler." de, pencerelerden seyret, içlerine girme."
Süfyan b. Uyeyne anlatıyor:
Kabe'yi tavaf ediyordum. O esnada Allah dostlarından birini gördüm. Ona:
-Allah'ın beni mutlu edeceği bir şey tavsiye etmez misin? dedim. Hiç bir şey söylemedi. Tavafa devam ettikten sonra Makâm-ı İbrahim'de iki rekât namaz kıldı. Oradan Hicr-i İsmail'e geldi. İbadetle meşgul olmaya başladı. Ben yine ona:
-Allah'ın beni mutlu kılacağı bir amel tavsiye etmez misin ki, onu yapayım? dedim.
Bunun üzerine bana dönerek şöyle dedi:
-Rabbinin ne emir buyurduğunu bilmiyor musun? Rabbim buyurmuştur:
"Ben ölmeyen diriyim. Bana itaat ederseniz sizi de öyle yaparım. Ben öyle bir melikim ki, bana itaat eder, emirlerimi yaparsanız sizi de saltanatı devam eden bir melik yaparım. Ben öyle bir melikim ki, bir şeye "ol" dediğimde hemen oluverir. Bana itaat eder, emirlerimi yaparsanız, sözlerinizi tesirli yaparım."
Bu tavsiyeyi bana yaptı ve gözden kayboldu. Ben de onun Hızır olduğunu anladım.
Sırları:
Cenab-ı Hakk'ın bu mübarek ism-i şerifinin esrarı pek çoktur. Biz birkaç tanesini yazmakla yetineceğiz:
1-Bu mübarek isim, gavsın zikridir. Cenab-ı Hakk'ı bu mübarek ismi ile anmaya devam ederler, maveradan başka sırlara vakıf olurlar.
2-Bu mübarek ismi yüzüğünün kaşına yazıp korktuğu kimsenin yanına girene, zalim kötü gözle bakma kudreti bulamaz.
3-Vird edinenler, devamlı okuyanlar dünyevî ve uhrevî yüce mertebelere ulaşırlar. Herkes tarafından sevilir, sayılırlar.
4-Duaların İlahî dergaha ulaşması için çokça okunmalıdır.
5-Sabah namazından sonra 120 defa okumayı adet edinenler, fakirlikten kurtulurlar. Sıkıntı çekmezler. Zeval vaktinde 100 defa okuyan, stresten kurtulup kalp huzurunu elde eder.
6-Hızır Aleyhisselam'dan:
Hasta ziyaretine gittiğinizde şifa niyeti ile (112) defa "Yâ Mâlik", bir defa:
"Allâhümme entel melikül hakkullezî lâ ilahe illâ ente. Yâ Allâh, yâ Selâm, yâ Kâfî", üç defa da:
"Yâ şifâel kulûb" diye hastanın üzerine okuyunuz. Allah'ın izni ile hasta şifaya kavuşacaktır. Yeter ki sadakat ile okunsun.
7-Bu mübarek vefki yazıp üzerinde taşıyana bütün kalpler musahhar olur, onları etkisi altına alır. Her bakımdan onlara tesir edebilir. Vefk şudur:
8-Bu mübarek ism-i şerifi güneş saatinde (90) defa okuyan her halükârda bütün musibetlerden korunur. Korktuklarından emin olur. Zâhiri ve bâtıni güç ve kuvvet kazanır.
Ey bütün kâinatın yegâne sahibi ve mâliki Rabbim! Bize cennete girip huzura ermeyi ihsan eyle.