Duâ - kelime mânâsı - "çağırmak” demektir. Kur’ân-ı Kerîm'de ise; kimi âyetlerde (Nisa56, isrâ: 110) "ibâdet"; kimilerinde (Bakara: 23) "istiâze/yardım istemek", kiminde de (Mü'min: 60} "taleb" mânâlarına gelmektedir.
Duâ - deyim olarak -: Bir şeyin olmasını veyâ olmamasını Allahu Teâlâ'ya hamd ve sena ederek, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’e salât ve selâm getirerek, kulun zillet ve ihtiyacını ifâde eden bir dille, Allahu Teâlâ Hazretleri'nden yardım dilemektir.
•Duâ; kulun, Cenâb-ı Hakk’a ubûdiyetini arz etmesi; O'ndan Dünya ve Âhiret'i ile ilgili istekte bulunmasıdır.
•Duâ; kişinin, Allahu Teâlâ’ya kul olduğunu idrak etmesi ve bu inancını İlâhi Huzur'da itirâfta bulunmasıdır.
•DUÂ, kişiyi:
» Allahu Teâlâ'ya kulluğa,
» O'na teslimiyete,
» Alçakgönüllülüğe ve
» Kişinin kendini, Allahu Teâlâ'ya karşı zelil görme noktasında çağırır ve duâ ehlini o noktaya alır götürür.
•Allahu Teâlâ’ya teslim olan:
» Sadece O'na yönelir, ancak O'ndan ister.
» O'ndan gayrı ne varsa, onlara karşı duyduğu korku ve ürpermeyi de aklından çıkarır; sadece Cenâb-ı Hakk’dan korkar.
O halde duâ; kişinin hâlini Allahu Teâlâ’ya "arz etme ve isteklerini sıralama”dan öte bir şey’dir.
•Kul, duâ ile, Kâinatın Yaratıcısı, Tek ve Mutlak Hâkimi Allahu Teâlâ'ya;
» O’nu sevdiğini,
» Verdiği ni'metlere şükrettiğini,
» O’nun iradesi doğrultusunda her zaman hareket etmeye hazır olduğunu gösterir.
İnsanların duâlarım iki grupta toplayabiliriz:
•Avanunm duâsı: Bencil insanların duâsıdır. Çünkü bunlar;
» Ya borçludur, borcunu ödemek için yardım istemektedir.
» Veya hastadır (yahud hastası vardır) şifâ taleb etmektedir.
» Yahud işleri bozuktur, düzelmesini istemektedir.
•Ariflerin duâsı: Samîmî duâlardır. Zîrâ, Allahu Teâlâ'nın
ârif kulları, O'nun huzûrunda bulunmaktan târif edilemez derecede zevk alırlar.
Allahu Teâlâ Hazretleri, kimin duâsı olursa olsun, mutlaka kabûl eder