Duâ’nın Kişi Üzerindeki Etkileri

•Duâ ederken, rûh huzûra kavuşur. Böylelikle de, rûhsal, sinirsel ve bedensel faaliyetler arasında bir "uyum" doğar.

Ortaya çıkan bu uyum; "uyuşma/uyuşukluk" değildir. Aksine, duânın neticesinde görülen "uyum"; beyin fonksiyonlarında açıklık, dirilik ve gerektiğinde de kahramanlık, cesâret duygularını harekete geçirir.

•Duâ, kişinin karakterini, davranışlarını etkiler. Sabah Namazını kıldıktan sonra veyâ kılmadan önce yapılan duâ, kişinin o gün daha güçlü olmasını sağlar.

•Duâ eden kul; aczini anlar, kendini olduğu gibi görür. Neticede; dünya hırsı, kibir, gurur gibi kötü huylardan kurtulup; Dînî, ahlâkî, ictimâî vazifelerini yerine getirmeye hazır duruma gelir.

•Hasta olan, duâ ettiği zaman, kendisinde bir değişiklik hisseder; yüksek bir moral gücü ve etkinlik kazanır. Tedâvînin her türlüsü denendiği halde şifâ bulamayan bazı hastaların duâ sayesinde şifa bulduğu ve Cenâb-ı Hakk'ın takdir buyurduğu ömrünü tamamlayıncaya kadar yaşadığı bilinmektedir. Ben de, bunuyakınen yaşayanlardanım.

•Sözün kısası: 5 vakit namazını kılan, duâ eden, dînî vecîbelerini yerine getiren kulun gönlü huzûr doludur; yüzünde de neş'e ve mutluluk parıldar.

"5 Vakit namaz" dedik. Evet, günde 5 vakit Namaz kılan, toplam 40 rek'ât namaz kılmış olur. Her rek’âtta Fâtiha sûresini okur ki, duâdır. Rükû'da, secde'de, ka’de'de okunanlar da duâdır. Başka bir açıdan bakınca; Namaz, hareket ve sözlerle Allahu Teâlâ’ya teslimiyet ve O’na niyazdır.