Aziz müslümanlar!
Allahu Teala (cc) şöyle buyuruyor:
“Allah ve melekleri, Peygamber’e çok salavât getirirler. Ey iman edenler, siz de Ona salavât ve selam getirin.”294
Cabir b. Semire’den Allah Rasulü (sav) yanımıza geldi ve şöyle dedi:
“Meleklerin Allah huzurunda saf tuttukları gibi siz saf tutmuyor musunuz?” Biz:
“Melekler, Allah huzurunda nasıl saf tutuyorlar ey Allah’ın Rasulü?” dedik. O şöyle buyurdu:
“Birinci safı tamamlar, düzgün ve sık yaparlar.”
Namazda saf o kadar önemlidir ki, namazın tamam olması için safın tamam olmasını şart koşmuştur. Yüce Peygamberimiz buyuruyor:
“Saflarınızı düzgün yapınız. Çünkü safın düz¬gün olması, namazın muhakkak tamam olmasındandır.”295
Allah Rasulü (sav) yine buyurdular ki:
“Saflarınızı düzgün yapınız, çünkü ben arkamı da görüyorum.”296
Yine Buharî hadislerinde ashab derler ki:
“Allah Rasulü (sav) safların bir ucundan öbür ucuna gider, döşlerimizi, karınlarımızı, ayaklarımızı düzeltirdi.”
Başka bir hadiste de şöyle buyurdu:
“Saflarınızı düzeltiniz, omuzlarınızı aynı hizaya getiriniz, aralıkları kapatınız. Şeytana aralık bırak¬mayınız. Kim safı sık yaparsa Allah ona acır kim saftaki aralığı kapatmazsa Allah da ona acımaz.”
Saf konusu o kadar önemlidir ki, bir devrin değişip değişmediğinin alamet-i farikası sayılmaktadır.
İslam’ın fahri müfettişi sayılan, her zaman Ömer’e gelerek “Ey Ömer! Allah’tan, kork »Haletten ayrılma” diyen Ebu Zerr-i Gıfarî (ra) bir müddet Medine’den ayrıldı, Şam’a gitti. Tekrar Medine’ye dönünce Hz. Ömer sordu: “Ey Ebu Zerr Sen, Allah Rasuiü’nün devrini iyi bilirsin, benim devrimi de görüyorsun. Söyle bir değişme olmuş mu?” Ebu Zerr (ra) şöyle dedi:
“Ey Ömer! Allah, senden razı olsun. Allah Rasulü devrinde İslam nasıl tatbik ediliyorsa senin devrinde de aynen tatbik ediliyor. Ancak onun zamanında saflar çok düzgündü. Şimdi ise az eğrilikler görüyorum” dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer (ra) ağladı:
“Allah’ım! Ömer’i affet! Allah Rasulü arkasını da görüyor ve düzeltiyordu. Ben ise bundan mahrumum Allah’ım!” dedi ve bundan sonra yüksek bir yere birisini çıkarır, o “Saflar düzgün” demedikçe namaza başlamazdı.
Allah Rasulü’nün arkadaşlarının elbiseleri, (safların sıklığından) kollarından ve dizlerinden aşınırdı. Bizim ise dizlerimizden aşınma oluyor fakat kollarımızdan olmuyor. Çünkü saflarımız tam düzgün değil, sık değil...